top of page
Search

Yazı toplumu olabilmek...

  • Writer: Özkan Eroğlu
    Özkan Eroğlu
  • Dec 12, 2019
  • 2 min read

Fısıltıyı seven toplumlar belli başlı kaynakları okusalar bile yazmazlar, düşüncelerini yazıya dökmezler. Kapı arka ve aralıklarında dedikodu yapmak varken, neden yazı ile zaman kaybetsinler ve bir de kalıcı belge bıraksınlar, özellikle geri kalmış toplumlarda durum böyledir. Ayrıca kontrolsüz çeviri yayın meselesi de, gerçekten büyük bir aymazlıkla ele alınıp, ya çıkarlara göre ayarlanıp ya da gerçekten çok kötü çevirilerle bağlamdan koparılarak topluma sunulur. Ayrıca kulaktan kulağa oynamayı da sever geri kalmış toplumlar.


Geçen gün Kocaeli'ndeki söyleşimde oradaki sıcak insanlarla da paylaştım; “bu coğrafyadan onca düşünsel manevi derinliği olan kişiler gelip geçmesine rağmen, olmuyor kardeşim, bir şeyler iyi şeylerin oluşmasına engel oluyor”. Demek ki bu coğrafyada geçmişten bugüne kötü ve kötücül olanlar daha ağır basıyor: Dikkat ediniz Türkiye ne uzuyor ne de kısalıyor; yerinde sekiyor her şey. Vitrin sürekli değişiyor; zengin gösterilmek isteniyor, ancak dükkanda bir üretim yok!

Ele alınan çoğu şey edebiyattan felsefeye, sanattan bilime, hemen her şey çok yetersiz! Bunları yönlendirecek başta temel eğitim olmak üzere, yöntembilimin ne olduğu da bilinip değerlendirilmiş değil! Böyle bir değerlendirme olmayınca da kör karanlıkta yol bulmaya benzer, el ve ayak yordamıyla bir ilerleme söz konusu.


Son günlerde bana bu satırları yazdıran şey malumunuz Cattelan'ın şu muz hikayesi karşısında gerçekten önüme düşen yorumların ve sosyal medyadaki davranışların sığlıkları. Üstelik bu yorumlar çok fena, sanata ve sanatın tarihine vakıf olunmadığını göstermesi bir tarafa, kişi/lerin sanatla ilgili tüm cehaletlerini su üstüne çıkarmasına rağmen kişi/lerin bu net açık/larının ortaya çıkmasında bir sakınca görmemesi ve bu konuda dikkatli davranmayıp had bilmemesi pes dedirten kıvamda. İşte böyle net bir görüntü kaldı geriye Cattelan'ın eyleminden. İyi ki bu eylemler var; test nedeni oluyor ve bence toplumu bir kere daha tanımak için fırsat sunuyor. 2019'dan 2020'ye geçmeye hazırlanılan şu günlerde bu tam bir felaket göstergesi, “henüz başarılı olmadan iflas etmek!” Bu durumda insan umutlanmak istese de umutlanamıyor. Çünkü toplum bilgi sahibi olmadan ilim sahibi olmaya kalkışan cahil insanlarla dolu. İnsanın diyaloğa girebileceği, en azından ne dediğini anlayacağı birilerini bulmak her geçen gün daha da zorlaşmaya başladı. Ha bi de unutmadan; kendini beğenmişlikte de üstümüze yok! Zaten bu durum bile sonumuzu getirmek için yeterli!

 
 
 

Recent Posts

See All
HAKİKAT VE GERÇEKLİK NEDİR?

Hakikat ve gerçeklik, felsefi bağlamda farklı anlamlar taşıyan kavramlardır. İkisinin benzer ve ayrışan yönleri üzerine ayrıntılı bir...

 
 
 

コメント


©2019 by ÖZKAN EROĞLU. Proudly created with Wix.com

bottom of page