top of page
Search

Yayın, yayın, ille de yayın..!

  • Writer: Özkan Eroğlu
    Özkan Eroğlu
  • Nov 16, 2019
  • 2 min read

Ve giderek kapanan kitapçı dükkanlarının ardından, dünya şirketi kitapçı-oyuncakçı ve her türlü şeyci dediğimiz mağazalar da fazla buldukları mağazalarını, sanırım ekonomik gerekçeler yüzünden birer birer kapatıyor. Türkiye giderek içten içe eriyor, ancak bu erime karşısında direnen az sayıda da olsa bir ruhu olan ve içi dolu dergi ve fanzinlerin olması sevindirici. Genç girişimciler, yemiyor, içmiyor sanat ve kültür adına bir coşkuyu yaşatmaya çalışıyorlar. Ben bu ortama girdiğimden bu yana yayına hep önem verdim. Çünkü yayınlardır ki, bir toplumu ileri taşır, onun nitelikli yollar oluşturmasındaki ana nüveleri oluştururlar. Öyle tepeden bakmadan, hemen herkese hitap etmek, fakat bu hitabı da süfli kılmadan yapabilmek önemlidir pek tabi. İster süreli, ister süresiz yayın olsun, hacmi hiç önemli değildir benim nazarımda bir yayının. Fakat bir yayının içeriğidir ve en etkileyici yanı da olan biçimi, grafik anlayışıdır hiç şüphesiz o yayına beni bağlayan.

📷📷

Ya hocam o incelikte dergi, bu incelikte kitap olmaz diyenler, işin derinliğini anlamamış kimselerdir benim gözümde. Dört sayfalık bir dergi, 16 sayfalık bir kitap pekala olabilir. İçeriklerinin dolu olup olmadıklarına bakmak gerekir. İşte İzlekler sanat ve kültür dergisi, danışmanlığımda iki ayda bir çıkan böyle bir dergi olmak için çabalıyor. İzlekler yığına değil, özel zihinlere seslenmeye gayret ediyor. Ancak samimi olmayan bir sanat ve kültür ortamımız var ki, iki yakamızın bir araya gelmesini yazık ki engelliyor: Sonuç mehter marşı. Kendi ellerimizle kendimizi boğan bir toplumuz kısaca. Tüm bunları ilk bir iki sayıda anlayınca İzlekler kendine duyduğu inançtan ve okurundan güç alarak yayınlarına devam ediyor. Tarihte tek sayılık dergilerin varlığını bildiğimize göre, İzleklerin inatla yayın hayatına devam ediyor oluşu mutluluk verici ve bu mutluluktan ben de kendime büyük bir pay ayırıyorum doğrusu. 2003-2004 yıllarında da tek başıma sırtlandığım, destek veren yazar ve çizerlerle beş sayı yaşatmıştık Sanatsanat dergisini; benzer yöntemlerle.

Bunlar olacak, yayıncılık, hele süreli yayıncılık böyle bir kadere ne yazık ki sahip. Giderek içi boşalan bir yayın yapacağınıza, yayına bir nokta koymak bence daha iyidir. O nedenle fanzinlerin vur kaç taktikli oluşları da hoşuma gidiyor doğrusu. Nitelikli fanzinlerden gelen çağrılara destek vermişimdir hep. Bu tip yayınların itici güçlerinden biri olmak önemli, dahası beni çok duygulandırmıştır hep. Ta Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi yıllarıma dek götürür, orada öğrenci bültenine gerek teknik, gerekse içerik olarak verdiğim destekleri hep aklıma getirir. Metin Göktepe'nin ölümü üzerine Evrensel Gazetesinde yazmam da bu tip bir fanzin yazarı ruhu taşır. Yazar kalemini satmadığı ve inandığını yazdığı sürece nerede yazdığının bana göre hiç bir önemi yoktur. Benim ilkem budur.

Gençler, her türlü yayın çok önemli Türkiye için; hele bir de tarafsız yönetilebilirse bu yayınlar tadından yenmez tabi. O nedenle okumayan yazamaz, yazmak için okumak da yetmez, okuduğunu yorumlamak ve bir görüngü filozofisinden geçirmek de çok önemlidir. Bütün bunları bir bilgi kuramı ile birleştirmek ise daha geniş bir aura ister. Bütün bu sorumluluk ve külfetlerini bilecek, kendinize güvenecek ve bütün bu eylemleri gerçekleştirecek ve düşüncelerinizi kağıda dökeceksiniz. İşte döktüğünüz zaman da yayın denen oluşum devreye ister istemez girecektir. Daha nice ruhu olan yayınların devreye girmesi dileklerimle...

 
 
 

Recent Posts

See All
HAKİKAT VE GERÇEKLİK NEDİR?

Hakikat ve gerçeklik, felsefi bağlamda farklı anlamlar taşıyan kavramlardır. İkisinin benzer ve ayrışan yönleri üzerine ayrıntılı bir...

 
 
 

Comentários


©2019 by ÖZKAN EROĞLU. Proudly created with Wix.com

bottom of page