SON KİTAPLARIM
- Özkan Eroğlu
- Jan 29, 2022
- 3 min read
“MAX LIEBERMANN: RESİMDE HAYÂL GÜCÜ”
Liebermann’ın 1916’da yayınlanan kitabının da ismi olan ilk bölümü; “Resimde Hayâl Gücü” 1904’te, Worringer’in Soyutlama ve Duyumsama”sı ile Kandinsky’nin “Sanatta Tinsellik Üzerine”sinden önce yazılmış olmasından ötürü önemli ve ben de bir okuma çalışmasının Türkçede yayınlanmasını içsel ihtiyaç olarak duydum.

Liebermann’ın kitabında da örneklerle ele aldığı şu vurgularına kulak verelim: Fakat resme ne denli yüksek değer verirsek verelim, iyi resim üzerinde iyi düşünülmüş olan resimdir. En doğru desenin, en usta uygulamanın, en göz kamaştırıcı renklerin ne önemi var ki, eğer bu dışsal yaklaşımlar en içte bulunan duygudan yoksunsa! Aksi takdirde resim boyanmış tuvalden başka bir şey olmaz. Sadece hayâl gücü tuvali canlandırabilir ve ressamın eline rehberlik etmesi için parmak uçlarına dek yayılması gerekeni verir. Hayâl gücü kendisi görünmese bile, kendisini her fırça darbesinde görünür kılar, yalnız görebilecek gözleri olanlar ve hissedenler bunu görür.
“SANAT BİLGİSİ- 3. KİTAP”
Sanat Bilgisi 3. Kitap’ta da, yazı dizimize kaldığı yerden devam ediyorum. Max Liebermann’ın “Sanatçının Atölyesi” isimli eseri üzerinden bir görüş ve okuma çalışması da sunuyorum. Liebermann, ilgiç bir sanatçı kişilik. Döneminde hem kendi ülkesi Almanya’da, hem de Almanya dışında çeşitli çabaların ve koşuşturmacaların içinde yer almış biri. Kimilerine göre ters tarafları da olan, hatta özellikle genç
kuşak sanatçılarla ilişkilerinde değişik rollere de soyunmuş. Ancak 1904’te yazdığı “Resimde Hayâl Gücü” isimli metni de oldukça önemli; o ve diğer iki metninden oluşan ilgili kitabının da Türkçe bir okuma çalışmasını yayınladık. Sanat eleştirisi konusu bir toplumun sanat ortamı için çok önemli ve bu alanın öncülerinden biri; Julius Meier-Grafe’nin “İspanya Seyahati” kitabının da oluşmasını sağlayan, dönemin sanat tarihine bakışı ve özellikle söz konusu kitapta önemli bir plastik filozofiye sahip El Greco’nun izini süren ve bu konuda tutarlı bir keşif gerçekleştiren, eleştirel, kanonik sanat tarihi yapısına da kafa tutmuş bir eleştirmen.

Bu yönüyle konu edip, ele almak istedim. Bir eleştirmeni, değerlendirmenin en doğru yolu, eğer varsa sanat tarihine verdiği önemli hizmetleri konu edip, onların üzerine gitmekle gerçekleştirilebilir; o nedenle Meier-Grafe ve El Greco ilişkisi oldukça değerli. Tabi bu ilişkiyi nasıl irdelediğinin gelişimini verirken, bambaşka duruş örneklerine de ilgili yazıda rastlayacaksınız. Bunlar da sanat konusunda Türkiye’ye örnek olabilecek şeyler. Meier-Grafe’nin ilgili konuya bakışının ardından bir de onun biyografisini; yazdıklarından ve hakkında yazılanlardan da bir seçkiyi sunarak konuya nokta koydum.
İçindekiler:
DİZİ YAZI Sanat Yapıtı- 3 “Sanatçı ile İzleyicinin Buluşma Noktası”
OKUMA ÇALIŞMASI Max Liebermann ve “Sanatçının Atölyesi”
SANAT TARİHİ Julius Meier-Graefe: El Greco’yu Keşfi ve Modern Sanata Katkısı
“SANATIN TEMELLERİNE GİRİŞ Kuram-Uygulama”
“Sanatın Temellerine Giriş” isimli bu çalışma sanatın hem kuram, hem de uygulama boyutlarını çok yakından ilgilendirmekte. Etrafımızda sanat üzerine hemen her türlü sofistike yaklaşımları içeren çalışmalar yapılıyor. Ancak önemli olanın işin temel yapı taşları, dahası özü olduğunu da çoğu zaman unutuyoruz.

Kalın, kapsamlı kitaplarda sanatı anlatmaya gayret eden kitaplar bulunmakta. Fakat asıl önemli olan zaman zaman da olsa söz konusu temelleri, dahası özü yakalayacak ve dolayısıyla okura kendine ait ipuçları ve deneyimlere ulaşmasını sağlayacak metinleri de sunabilmek.
“VAN GOGH’TAN DERSLER”

Van Gogh’un en büyük özelliklerinden biri de doğruların sanat tarihi aracılığıyla tespitini yaparak, kendi eleştirel süzgecinden de geçirerek, kendine bir yöntem belirlediğini mektuplarının çeşitli yerlerinde ortaya koyması. Gerçekten de temel ilke ve doğruların, plastik filozofide, dolayısıyla görsel sanatlarda değişmediğini ortaya koymuş oluyor. Bunları gören sanatçılar var, bir de görmeyip zamanı içinde kalanlar ve kaybolup gidenler...
“KANDINSKY’DEN SANAT YAZILARI”
Daha önce Kandinsky’nin iki kuramsal kitabını, elimizden geldiğince en sağlıklı şekilde bir okuma çalışması olarak ele almaya gayret etmiş ve yayınlamıştık. Şimdi de aşağıda, bir ciltte toplanan Kandinsky yazılarından bize göre en öne çıkanları ve onlara paralel sanatçıyla yapılan iki görüşmeyi de bu kitabımızda sunuyoruz.

Eroğlu şunları söylemekte: Kandinsky, bu âlemden gidene dek hep ilgileneceğim ve görüşlerini yanımdan ayırmayacağım bir zihin, ruh ve tin olarak kalmaya devam edecek. Hem sanat tarihçi, hem de sanat düşünürü yönümü her daim beslediğine inandığım Kandinsky’nin filozofisi, eğer doğru bir şekilde Türkçede anlaşılabilir ve Türkiyeli okur tarafından sağlıklı bir şekilde yorumlanabilirse, okurlar da söylemeye çalıştıklarımı teyit edecektir.
“SANAT İÇİN ANTROPOZOFİ”
Yaşamdaki birçok sorun gibi sanat sorunlarının da Antropozofi yoluyla açıklanabileceğine Kandinsky, Klee, Beuys, vb sanatçılar işaret etmişlerdir. Bu işaret edişin bir ihtiyaç, üstelik içsel ihtiyaç olduğunun da altı rahatlıkla çizilebilir.

Bu sanatçılar hem eylemlerinin hem de sanata yaklaşım şekillerinin antropozofik boyutlar taşıdıklarını salt eser üretimleriyle değil, yaptıkları yazınsal ve sözsel açıklamalarıyla da ileri sürmüşlerdir...
“MARCEL DUCHAMP’DAN AÇIKLAMALAR”
Marcel Duchamp’ın Pierre Cabanne’ın sorularına verdiği yanıtlar, sanatın tarihinde bizce B Noktası olmuş bir sanatçının hayata, sanata, sanatın ortamına bakış durumlarının ne ve nasıl olduğuna dair açıklamaları içerdiğinden oldukça önemli. Söz konusu görüşmeler bir kitap olarak yayınlanmış. Biz de bu kitaptan Türkiye’deki sanat okuruna etkili olabilecek tarafları, bir okuma çalışması olarak sunduk.

Duchamp gibi, Giotto gibi, Kandinsky gibi, Beuys gibi kafaları olabildiğince eksiksiz anlamak zorundayız, yoksa sanat açısından ülkece düzlüğe çıkış olanağımız yok!
Kommentare