LEHMBRUCK VE BEUYS ANALOJİSİ
- Özkan Eroğlu
- Oct 15, 2021
- 1 min read
Joseph Beuys, 20. yüzyılda sanatın en güçlü yenilikçilerinden biridir. Sınır ötesi bir düşünür, son derece politik bir sanatçı ve hem hayranlık hem de sert şekilde reddedici yapısıyla dikkat çeken bir kişilik. Beuys, sosyal bir güç olarak tamamen yeni bir sanat anlayışını yaydı. Sanat kavramını radikal bir şekilde genişletti, ilerici bir sosyal ve politik yeniden örgütlenme vizyonuyla birlikte hareket etti. Böyle bir sanatçının Wilhelm Lehmbruck'ta açık bir referans değeri araması nasıl açıklanabilir? 40 yaş büyük heykeltıraş ve ressam Wilhelm Lehmbruck'un, dönemi bağlamında ilerici sanatsal konumlar olarak okunması gereken yapıtlarıyla karşılaşması, Beuys için bir başlangıç kıvılcımıydı: “Lehmbruck'un bir heykelini gördüm ve düşünce hemen oluştu. Bana göre: Her şey heykeldir". Lehmbruck ve Beuys, sanatın yalnızca dünyayı açıklama değil, aynı zamanda onu daha iyi hale getirme gücüne sahip olduğuna ikna olmuş kişilikler. Lehmbruck'un “Heykel şeylerin özüdür, doğanın özüdür, ebediyen insan olandır” cümlesi, nihayetinde Beuys'u toplumsal heykel kavramına götürür.
Beuys - Lehmbruck sergisinnin başlığı "Denken ist Plastik", yani "Düşünmek Plastiktir". Her iki sanatçının da önemli eserleri sergileniyor. Bunlar arasında Joseph Beuys'un iş başındaki bal pompası (documenta 6, 1977), tramvay durağı (Venedik Bienali 1976) ve Van Abbemuseum'dan Voglio vedere le mie montagne odası bulunmaktadır. Serginin ikinci çekirdeğini oluşturacak olan Wilhelm Lehmbruck'un (diz çökmüş, bir düşünürün başı, düşmüş ve yükselen dahil) heykel seçkisi büyük ölçüde Duisburg'daki Lehmbruck Müzesi'nden geliyor. Bu sergi 26 Haziran 2021'den 1 Kasım 2021'e kadar görülebilir

.
Comentários