GÜNÜN NOTU

Sosyal sınıflar arasında kaçınılmaz bir çatışma ve savaş olduğunu öne süren Marksist bir tarih analizini bilerek, kendi geçmişimden hareketle sıradan insanların geçmişte ve halen elit sınıfların şiddet ve baskısına maruz kaldığının hep farkında oldum. Tin merkezli yaşamda, zenginlerin ve güçlülerin zulmüne karşı yoksulların haklarını savunmak için keskin bir adalet duygusu geliştirildiğini gördüm ve bu görümü her daim derinleştirme çabası içindeyim. Bir gün şöyle bir not düşmüşüm bir yere:

Doğuştan ve yaşam şeklimden dolayı sıradan insanlar sınıfındanım ve mizaç ve entelektüel olarak ‘hak eşitliği’ yolunu kabul edenlerden biriyim. Merhamet ve özellikle Tin’den kaynaklanan adalet nedeniyle, uzun zamandır ülkemizdeki üstelik “yapay” burjuva dediğim, maalesef seçkin kılınmış sınıfın ve özellikle de onlara kendilerini satmış kimselerin despotizmine ve zulmüne karşı çıktım ve hep bu yönde çalıştım. Bu nedenle tüm gücümle tam adaleti destekliyor ve zorbalığa, baskıya, keyfi güce ve despotizme karşı çıktım, çıkmaya da devam ediyorum. Yolu bundan yana olan tanıdık ve arkadaşlarımı da yanımdan hep uzaklaştırdım…

Sonunda şunu anladım ki sınıf çatışması tarihin kaçınılmaz yürüyüşünün bir parçası değil, daha ziyade insan hatalarından ve Tin ve tinsellik kayıplarından, bunların ilkelerini izlemeyi reddetmekten kaynaklanmakta. Ekonomik ve siyasi güce sahip olanlar, Tanrı merkezli bir yaşamdan gelen alçakgönüllülük ve tevazu yerine, kendi açgözlülük ve kibir eğilimlerini takip etmekteler. Dünya tarafından üst sınıflar olarak bilinenlerin erdemleri tevazu ve alçakgönüllülüğün nedeni olması gerekirken, baskı ve kibre yol açmış durumda. Yoksulların ve sıradan insanların fakirliği ve güçsüzlüğü merhamet ve lütuf nedeni olması gerekirken, ne yazık ki esaret ve mahkûmiyete varan sonuçlara ulaşmış durumda. Ve öyle de olmaya devam etmekte.

15 Haziran 2024