top of page
Search

GÜNCEL SANAT SAHTEKARLIĞI-3

  • Writer: Özkan Eroğlu
    Özkan Eroğlu
  • Oct 25, 2022
  • 3 min read

Avelina Lesper'e ait açıklamalar-3:


La Esmeralda: Bu okulun durumundan başlayalım. Onlara sadece üç dönem çizim veriyorlar, Bu olanak, disiplinlerin gerektirdiği minimum süreden daha az... Bir fotoğraf ve video dersi de veriyorlar. Üniversite Sinematografik Araştırmalar Merkezi’nde (cuec) ise bir kamerayı ellerine almak, onlara beş yıllık bir kariyer ve zorlu bir giriş sınavı sunuyor. Bu kısa temellerle, sözde sanatçı adayları aldıkları eğitimin en önemli parçası olan işin üretimine ve kavramsallaştırılmasına giriyorlar. Sadece birkaç ders alarak nasıl üretebilirler? Buradaki gibi bir çalışma planıyla, televizyon programlarında resim nefretini dışa vuran ve buna rağmen resim dersi veren öğretmenlerle, eğitimi trendlere ve piyasaya açık bir şekilde uyarlayan bir yönetimle idare edilen bir okula gelmelerinin anlamı yok. Gerçek ressam, heykeltıraş, vb olmak istiyorlarsa, nasıl boyanacağını, çizileceğini, yontulacağını veya kazınacağını bilmek zorundalar. Bunu sözü edilen okul formatında gerekli derinlik ve titizlikle öğrenemeyecekleri ise çok belli.

Diğerleri, VIP sanatla –video, yerleştirme, performans– ilgilenenler içinse bu okul gereksiz. Ve kendilerini zaten sanatçı olarak görenlere, bilmeleri gereken şey öğretilmiyor. Zaten sanatçı oldukları yalanıyla onlardan istenen tek şey burs almalarını, destek başvurularını nasıl dolduracaklarını öğrenmeleri ve küratörlerin, müze müdürlerinin, galeri sahipleri, vb kim olduğunu bilmelerini sağlayan resmi bir kağıt. Çalışmanın retoriği küratörün elinde olduğu için kuram ve küratörlük jargonunu incelemeleri de gerekli değil. Sanatçının yapması gereken tek şey, Arthur Danto’nun daha önce de söylediği gibi, bir şeyi sanat olarak adlandırmak: “Sanatçılar, eserleri hakkında düşünme işini filozoflara bıraksınlar”.




Herhangi bir sanatsal yaratım sürecinde gerekli özeleştiri, böyle bir ideoloji ile sağlanamaz. Çürüyen yiyeceklerle dolu bir masa veya oyuncak arabalar olsun, öğrencinin yaptığı her şey hemen sanat olarak kabul edilir. Çünkü engellememenin paternalist pedagojisi, çalışmanın incelenmesini, düzeltilmesini ve çoğu durumda olması gerektiği gibi reddedilmesini engeller. Bir heves ve bir okul sırf bu anti-sanat eserlerini sunan galerilere ayak uydurmak için bütün bir müfredatı feda etmemelidir. Plastik sanatların temel konularının en aza indirilerek “işin kavramsallaştırılması”, yani ürettikleri nesneler için konuşma yapabilme becerisinin öğretilmesine daha fazla saat ayrılması, büyük bir sorumsuzluk ve sanat eğitimine bir saldırı olmuştur. Bu sanat karşıtlığının gelip geçici işlere, o işleri teşhir etme ve çöpe atma takıntısı, insanların eğitiminde uygulanamaz. Bu okul savurgan sanatçılar yetiştiriyor çünkü bu tarz modalar geçtiğinde ellerinde ilerlemek için sağlam bir eğitim olmayacak. Eğitim varoluşsal bir karardır, bir yaşam projesidir ve bu okulun yönetimi onunla oynuyor. Öğrenciler hayatlarında değerli zamanlarını boşa harcıyorlar ve aldatılıyorlar.

Her türlü retorik söylemi kavramsallaştırmak ve üretmek iş üretmez. İşleri yapmak için yapmak bizi sanatçı yapmaz. Olaylar sanat değildir. Bu olgunun izleyicisi olmanın bana verdiği mesafeden, sanata verilen zararı, halkın bu eserler karşısında yaşadığı hayal kırıklığını; ancak beni en çok çileden çıkaran, piyasaya boyun eğen, yeteneklileri hayal kırıklığına uğratan, vasatları heyecanlandıran bir eğitim alındığını görmek. Bu, müfredatı değiştirme kararını verenlerin bir gün sorumluluk almak zorunda kalacakları şeydir. Bu okulun bir ideolojinin dogmatizmi adına saptırdıkları toplumsal ve insani bir sorumluluğu vardır. Ütopya tamamlandı: Hepsi sanatçı, aptallık uçurumu sonsuzluğa açılıyor. Herkese yer var.


Filozof Michel Onfray, The Force of Existence adlı kitabında şöyle diyor: “Çağdaş sanat galerileri, zamanımızın kusurlarını gönül rahatlığıyla sergiliyor.” Bu yanlış adlandırılmış sanat, zamanımızın bir kusurudur ve bu nedenle insan zekasında bir gerileme anlamına gelir. Güzelliğe karşı duyduğu yaygın küçümseme, yeteneğe karşı başlattığı zulüm, teknikleri ve el emeğini hor görme, sanatı uygarlığımızın bir eksikliğine indirgiyor. İnsan yaratımının bir ideolojiye ve onun dogmalarına yer açmak için küçültülmesi, başka koşullarda hayal edilmesi imkansız olan bir gücün korunmasına izin vermesi zararsız değildir. Kendilerine sanatçı diyen binlerce insana böyle bir ideoloji aşılanmasaydı böyle bir şey yapamayacakları bir gerçektir. Bu işlerde estetik deneyim olmaz, takdir edilecek, değerlendirilecek, sorgulanacak bir şey yoktur. İş, kuramların ve isimlerin rapsodisi haline geldi....


Kaynak: Avelina Lesper, “The fraud of contemporary art", Hazırlayan: Ö.E

NOT: Paylaştığım Avelina Lesper’in eleştirdiği “çağdaş sanat” adı altındaki eleştiriler “günümüz sanatı”na yapılan eleştirilerdir.

 
 
 

Recent Posts

See All
HAKİKAT VE GERÇEKLİK NEDİR?

Hakikat ve gerçeklik, felsefi bağlamda farklı anlamlar taşıyan kavramlardır. İkisinin benzer ve ayrışan yönleri üzerine ayrıntılı bir...

 
 
 

Comments


©2019 by ÖZKAN EROĞLU. Proudly created with Wix.com

bottom of page