top of page
Search

GENELDE BİLDİĞİMİZİ SANDIĞIMIZ ŞEYLER ASLINDA BİLMEDİKLERİMİZ OLUYOR…

  • Writer: Özkan Eroğlu
    Özkan Eroğlu
  • Apr 16, 2023
  • 2 min read

Sokrates Öncesi Yunan felsefesi ve filozofları üzerine elimden geldiğince bir tarama ve okuma çalışması yapıyorum bugünlerde; bir yeni kitabımı yavaş yavaş inşa etmek için. Her yeni kitap hazırlığında kütüphanemi yerle bir ederim, doğrusu bu temel okumalarımdan beni alı koysa da çok iyi bir şeydir. Yeni yan okuma ve zamanında okuduğum kitapları da tekrardan elden geçirme olanağını bana verir. İşte bir iki gündür belli aralıklarla farklı kitapları belli saat dilimlerinde elime almaktayım. Bunlardan biri de Celal Şengör’ün İş Bank Yayınlarından çıkan Bilgiyle Sohbet kitabı. Oldukça külli bir kitap ve okuru hiç düşünmemiş yayıncılar. Bu kadar ağır ve elden de düşürülmeyecek bir kitap bu kadar kalın ve o boyutta mı basılır. Daha küçük boyutta, üç, dört cilde böl, kutula da ulaştır; okuyan istediği rahatlık ve keyifle gerine gerine okusun o güzel yazıları. Ülkemizde yayıncılık çok da iyi yapılamıyor ne yazık ki; bunu bir yayıncı sıfatımla da söylüyorum. Kağıt doğru seçiliyor, hacim seçilmiyor, boyut doğru seçiliyor, bu kez de kağıt yanlış seçiliyor. İyi ki şu sarı Enzo kağıt dedikleri okuma kağıdı yaygınlaştı da kitaplar hafifledi. Tabi ithal ve her zaman da bulunamayan bir kağıt oldu bugünlerde. Bir zamanlar Seka yerli üretim yapıyordu bu kağıdı. Nereden nereye geldi ülke ve biz de ne anlatırken, neyi konuşmaya başladık.


Neyse sizlerle paylaşmak istediğim şeye geleyim;


Celal Şengör bir yazısında anlatıyor: “Konu nasılsa döndü dolaştı bilimin kökenine geldi. Ben de bilimin İyonya’nın Milet kentinde Thales ve Anaksimandros tarafından bugün tanıyabildiğimiz çehresine kavuşturulduğunu söyledikten sonra;…

Köşede beliren biri; söylediklerinizin tamamen zırva olduğu konusunda sizi temin ederim diye lafa karışmaz mı? Sonra bu âlim kişi, eski İyonya tarih ve literatüründen örnekler sıralayarak, İyonya halkının içinde yüzdüğü cehaleti ve batıl inançları bir bir önümüze seriverdi, Pers belasının nasıl kendilerini bu cehaletleri yüzünden vurduğunu anlattı. Thales ve Anaximandros’un o halk içinde çok ayrıcalıklı bir konuma sahip küçük bir azınlığın üyeleri olduklarını ve onların da bu azınlık içinde bir azınlık teşkil ettiklerini nakletti. Konuşan kişi sonra yakın dost olduğum büyük klasikçi George Cockwell’di!


Şengör o akşam sevgili dostunun söylediklerini uzun uzun düşündüğünü vurgulayarak şunları da ifade eder: Urla’lı Anaksagoras da Perikles’in ölümünden sonra demokratik Atina’dan tanrılara karşı çıktığı iddiasıyla kovulmamış mıydı? Demokratik Atina’da Sokrates gibi su katılmamış yobazlar yok muydu ve gelmiş geçmiş en büyük felsefeci olduğunda en şiddetli karşıtlarının bile söz birliği ettiği büyük Platon, Sokrates’in etkisinde kalmamış mıydı? Ve sonra o demokratik Atina’ya ne olmuştu? Galip gelen Thales ve Anaximandros’un, Herakleitos’un Anaksagoras’ın fikirleri mi oldu, yoksa Sokratesler mi kazandı? İskenderiye kütüphanesi ne oldu? Sezar’ın Mısır’a saldırısında kazayla mı yandı, papazlar mı yok etti, yoksa halife Ömer mi ortadan kaldırdı diye yüzyıllardır tartışılan İskenderiye kütüphanesinin, toplumun ilgisizliğinden ve cahilliğinden yavaş yavaş eriyip gittiğini Roger S. Bagnall belgeleyince, bu acıklı hikâye aslında hepimize çok doğal ve çok tanıdık gelivermemiş midir?


Kıssadan hisse Celal Şengör’ün burada anlattıkları Türkiye’yi yakından ilgilendirmesi gereken şeylerdir. Bu tip tarihsel meselelere, Türkiyelinin kafa yorması kaçınılmazdır. Ben de buradan bu günkü notumla bir hatırlatmada bulunayım istedim.



Foto: Roger S. Bagnall




 
 
 

Recent Posts

See All
HAKİKAT VE GERÇEKLİK NEDİR?

Hakikat ve gerçeklik, felsefi bağlamda farklı anlamlar taşıyan kavramlardır. İkisinin benzer ve ayrışan yönleri üzerine ayrıntılı bir...

 
 
 

تعليقات


©2019 by ÖZKAN EROĞLU. Proudly created with Wix.com

bottom of page