top of page
Search

Birkaç gündür Schumann'lar...

  • Writer: Özkan Eroğlu
    Özkan Eroğlu
  • Nov 16, 2019
  • 2 min read

📷Robert Schumann bana hep iyi gelmiştir. Nedeni tipik çeşitlemeye, doğaçlamaya açık yapısı mıdır bilmem. Fakat dinlediğimde alıp götüren bir hassas gerçeklik vardır onun melodilerinde. Tabi eşi Clara'nın melodileri de öyle. Üç beş yıl önce Aydın Büke'nin akıcı kaleminden okumuştum "Romantizm'in Işığı Clara" isimli kitabı. Kitap, Clara'nın babası ve eşi Robert arasında, onların çevresiyle kurdukları ilişkileri tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermekteydi. Bir kaç yaz gününde, deniz kenarında dinlenirken onca hacimli kitabı neredeyse bir çırpıda okuyup bitirmiştim. Şimdi kütüphanemin neresinde acaba? Çünkü bazı yerleri çizdiğimi hatırlıyorum. Bir ara o kitabı bulursam bazı tümceleri paylaşmak isterim aslında. Neden mi? İnsan, insanın hassasiyeti konusu, ikili, üçlü ilişkilerin romantik duyuşla yıkanan halleri; bütün bunlar oldukça etkileyici bir şekilde roman-öğreti kitapta akıp gitmekteydi de ondan.

Bu insanlar bize hassaslığın ne kadar da insan olan insana yakıştığını gösteren ilahi karakterlermiş gibi gelir bana hep düşününce. Buradaki 'miş' fazla aslında, tamamen öyle. Dilerim içinde yaşamakta olduğum, garip bir bağım ve görevim bulunduğuna artık iyice inandığım Türkiye toplumu da bir gün böyle bir hassasiyeti yakalar; tabi bir zaman zihni olarak bunu bize duyumsatır...

az önce sözünü ettiğim kitabı buldum; hemen kapağı kaldırınca şöyle bir not atmışım: "Eylül 14-23 2014 arasında Gölköy'deki tatildeki keşfim Schumann" diye.

Bakın kitabın 56. sayfasında Robert Schumann müzik notları arasında ne söylemiş, oldukça vurucu: "Doğa, tınılarıyla ruhumuzu okşayan bir rüzgar arpı gibidir... Müzik ruhumuzu rahatlatan ve bizi heyecanlandıran genel bir dildir. Bütün güzel ve iyi şeyler, geçmiş ve gelecek ruhumuzu etkiler, bizde beklenti ve özlem yaratır. Dilimiz çok daha önceleri müzikaldi. Giderek kurulaştı ve gürültüye dönüştü. Bunu eski haline getirmek için yeniden müzikal bir dile dönmemiz gerek".

"Artan tinsellik ve soyut düşünce coşkuyu ifade etmek için daima sese ve tınıya yönelir (...) Müzik belki de sanatın son sözü; tıpkı ölümün yaşamın son sözü olması gibi" (s.72).

Heidelberg'de kaldığı ev kilise ile akıl hastahanesi arasında olunca şöyle der Robert Schumann annesine neşeli bir şekilde: "Katolik olmakla, delirmek arasında kararsız kaldım".

 
 
 

Recent Posts

See All
HAKİKAT VE GERÇEKLİK NEDİR?

Hakikat ve gerçeklik, felsefi bağlamda farklı anlamlar taşıyan kavramlardır. İkisinin benzer ve ayrışan yönleri üzerine ayrıntılı bir...

 
 
 

Comments


©2019 by ÖZKAN EROĞLU. Proudly created with Wix.com

bottom of page